Osmanlının, son zamanlarında; din adamları, fenden, ilimden habersiz, bilgisiz yetiştirilerek, İslâmiyeti içten yıkma plânları tatbike kondu. Bir taraftan, ilim, fen yok edildi. Bir taraftan da, ahlâk, edep, hayâ ve din bozuldu. Neticede altı asırlık koca imparatorluk, çöküverdi. Hâlbuki, İslâmiyet; tecrübî ilimleri, fenni, sanatı, endüstriyi önemle emretmekteydi. Bunu bildikleri için, kasıtlı olarak, fen derslerini kaldırdılar.
Osmanlı Orduları Viyana'ya kadar gelince, Avrupa Devletleri çok korktu. "İslâmiyet Avrupa'ya yayılıyor, Hıristiyanlık yok oluyor." diye şaşkına döndüler. Osmanlı akınlarını durdurmak için çâre aradılar. Çok uğraştılar.
Bir gece yarısı, İstanbul'daki İngiliz sefiri, ülkesine şifre yolladı. Müjde vermek için sabahı bekleyememişti. Arşimet gibi gece bağırdı:
"Buldum! Buldum! Osmanlıların zaferden zafere ulaşmalarının sebebini ve bunları durdurmanın çârelerini buldum!" diye şöyle yazdı:
"Osmanlılar, aldıkları esirlere hiç kötülük yapmıyorlar, kardeş gibi davranıyorlar. Hangi milletten, hangi dinden olursa olsun, küçük çocukların zekâlarını ölçüyorlar. Keskin zekâlı çocuklar seçilerek, saraydaki Enderûn denilen mekteplerde, değerli öğretmenler tarafından okutuluyor. Osmanlı akınlarını durdurmak için, ilk başta bu Enderûn mekteplerini ve bunların kolları olan medreseleri yıkmak, Müslümanları ilimde, fende geri bırakmak lâzımdır. İlk çâre budur."
Evet, adamlar durumu anlamış. Acaba bizim şimdiki eğitim sistemimiz bu keşfin bir sonucu mu?
Kaynak: Türkiye Gazetesi Takvimi, 13 Mayıs 2000
Etiketler: Osmanlı, ilerleme, duraklama, gerileme, çöküş, eğitim sistemi,
Seçmece Yazılar
Hergün yenisi eklenen yazılarımızı FaceBook sayfanızda görmek istiyorsanız BEĞEN 'e tıklamanız yeterli. Unutmayın, Beğendiyseniz başkaları için Siz de Paylaşın. Teşekkürler....
Powered By EXEIdeas
0 yorum:
Yorum Gönder